31 Ocak 2007

AİLE TOPLANTISI





















Dün akşam ailenin tüm gençleri biraraya geldik. En son bayramda birlikteydik, birde önümüzdeki cuma için tekrar toplanmayı kararlaştırdık. Bol kahkahalı vakit geçiriyoruz birlikteyken gerçekten eğlenceli oluyor. Diyeceksinizki herkes kız, evet bizde biraz öyle. Ha birde Mehmet var ama burda yok :( dün akşam ekti bizi telefonu kapalıydı. Ana yemeğimiz makarnaydı ama Merve birçok çeşitle birlikte güzel bir sofra hazırlamış. Bu masadan bir tarif vermem gerekirse misket köfte olabilir.






















Misket Köfte için malzemeler:
  • yarım kg yağsız kıyma
  • 3 dilim ufalanmış ekmek içi
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 yumurta
  • 1 soğan
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 4-5 dal maydanoz
  • arzuya göre pulbiber
  • kızartmak için 1 su bardağı sıvıyağ
Soğanı rendeliyorum ve maydanozları inceck doğruyorum. Diğer tüm malzemelerle birlikte bir kap içerisine toplayıp iyice yoğuruyorum. Buzdolabında 15-20 dakika dinlendirdikten sonra harçtan ufak parçalar kopartıp yuvarlıyorum (fındıktan biraz irice) ve tüm köfteleri bir tepsiye diziyorum. 1 su bardağı yağı tavada kızdırıp sürekli kevgirle çevirerek kızartıyorum. Eğer erken yaparsam streche sarıp buzdolabında bekletiyorum ve servise yakın buzdolabından çıkartıp kızartıyorum.

29 Ocak 2007

Hakkımda..





















Geçen yıllarda ( blog okuyucusu iken) birbirlerini sobeleyen bloggerları zevkle okur tanımaya çalışırdım. Hergün ziyaret ettiğim sitelerin yazılarını, tariflerini ve tüm paylaştıklarını okudukça daha merak eder olmuştum yazarlarını. Daha fazla okudukça daha iyi tanıdım ve daha çok içlerinde olmak istedim. Öyle güzel dostluklar öylesine büyük paylaşımlar varki bloggerlar arasında hiçbirşey yazmasam dahi bir blogum olması için 1 yılı aşkın bir süre düşünmüştüm. Aslında herşey perde pilavı ile başlamıştı. Nasıl bilebilirdimki google arama çubuğuna perde pilavı yazıp tıklamakla böyle güzel bir dünyaya açılacağımı...
Sobeleme oyunu bu aralar tekrar gündeme gelmiş ve sevgili Nukhet kendini tanıttıktan sonra beni sobelemiş. İyiki varsınız, tüm paylaşımlarınız dostluklarınız için sonsuz teşekkürler.

  • Hayatta en çok değer verdiğim kavram ailedir. Akşam olup eve geldiğimde apartmanın önünde kafamı kaldırıp evime bakınca ışığının yanıyor olması bana çok şey ifade ediyor. Biliyorumki içinde sıcacık yemekleriyle bizi özlemle bekleyen annem var. İşte o manzara tüm yorgunluğumu alıyor. Kimsenin olmadığı karanlık soğuk bir eve girmekten hiçbir zaman hoşlanmamışımdır.
  • Küçükken annemin tüm aile bireyleri toplanmadan yemek masasına oturulmaz dediği için ve beni aç aç beklettiği için çok hırçınlaşırdım. Ama şimdi anlıyorumki çok haklıymış ve O'na çok teşekkür ediyorum bana böylesine güzel birşey aşıladığı için. Ailece yapılan pazar kahvaltılarındaki mutluluğumu bazen hiçbirşeye değişmem.
  • Beni hiç tanımayan uzaktan gören birisi için fazlasıyla sert bir yapım vardır fakat ailem, arkadaşlarım, akrabalarım dostlarım için asla böyle değildir.
  • Ayrılıkları hiç ama hiç sevmem. Varolan değerlerim için herzaman şükrederim.
  • Hergün uyandığımda biran önce Posta ve Hürriyet gazetelerini almak için sabırsızlanırım. İnternetten gazete okumayı hiç sevmem. Hatta gazetede okuduğum bir haberi bloguma taşımak için internet sayfasında araştırdığımda bulamadığım çok olmuştur. Bazen haberi bulup fotografını bulamamışımdır vs.. Mutlaka oturup gazeteyi elime alıp sayfalarını tek tek açıp alıştığım yazarları yerlerinde bulup okuacağım.
  • Hastaneleri pek sevmem. Aslında görevi icabı minnettarım fakat kendimi kötü hissediyorum. Geçen yıl fazlasıyla içinde buluduk umarım birdaha o tür şeyler yaşamayız. Tüm hastalara acil şifalar diliyorum.
  • Hediye almayı çok seviyorum. Süpriz yapmayı da çok seviyorum fakat fazla yapamamışımdır. Çok ama çok fazla heyecanlı bir insanımdır hiçbirşeyi saklayamam veya içimde tutamam :)
  • Halk oyunlarını çok severim ve başta kafkas olmak üzere tüm yöreleri bilirim. Titiz ve disiplinli bir çalışmanın ardından ortaya çıkan güzel gösterilere hayranım. Belki verilen emeği biliyor anlıyor olmamdan kaynaklanıyordur, gözlerim izlerken hep dolu dolu olur.
  • Gezmeyi seviyorum. Avrupayı seviyorum. Osmanlı İmparatorlugunun en son Viyana bölgelerine kadar ilerlemesinden dolayı olsa gerek o bölgeleri çok benimsiyorum ve heryerini merak ediyorum.
  • Avrupa'da tarihe çok değer veriliyor ve büyüğü küçüğü herkes değerlerine sahip çıkıyor, kolluyor. Ama bizde böyle değil. Haydarpaşa Garı için kötü zihniyetlerinin düşüncelerini duyduğumda çok üzülmüştüm, "müjdemi isterim, gar kurtarılıyor, otele çevirilerek kurtalıyor" sözlerine sinirlendiğim kadar. Anadolundan başlayan yolculukların hep son noktasıdır orası. Dedelerimizin ellerinde tahta bavulla inip, yeni bir hayata merhaba dedikleri yerdir. Tarih hep çok önemlidir benim için.
  • Neyse, nerden nereye geldim :) Herzaman iyi bir dost, iyi bir evlat, iyi bir öğrenci olmak için çok çabaladım. Büyüklerin sözlerini, nasihatlarını herzaman önemsedim. Hayatımın her döneminde çok iyi bir dinleyici oldum. Kendime olan güvenimi hiçbir alanda yitirmedim. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir şehirde büyüdüm ve hiçbir zaman insan ayırt etmedim. Farklı sınırlar içinde yaşıyor, farklı dine inanıyor veya farklı bir rengi var diye kimseyi hor görmedim. Yukarıdaki fotografta bunun için.
Bende Sevgili Işılı merak ediyorum ve sobeliyorum. Umarım vaktin vardır birşeyler yazmaya.

24 Ocak 2007

BALKABAKLI TOPLAR


























Geçen akşam kabak tatlısı yapmıştım, biraz fazla yapmışım sanırım, kalanıyla da balkabaklı toplardan yaptım. Bol cevizle yapıldığında lezzetine bayılıyorum.

Malzemeler:
  • 1 kg kabak tatlısı (tarifi burada)
  • 1,5 paket pötibör biskuvi
  • 1 su bardağı dövülmüş ceviz içi
  • hindistan cevizi (dışı için)
Kabak tatlısı piştikten sonra soğutun. Soğuyan kabak tatlılarının şerbetini süzün yada şerbetten arındırarak tatlıları başka bir kaba alın. Çatal yardımıyla hafif ezin. Biskuvileri birkaç parçaya bölerek tatlıya ekleyin. Dövülmüş cevizleride ekleyin ve yavaşca yoğurun. Bana 1,5 paket biskuvi yeterli oldu, eğer çok yumuşak bir kıvamda olduysa biraz daha bıskuvi ekleyebilirsiniz. Tatlıdan ufak parçalar alıp yuvarlayın ve hindistan cevizine batırıp yuvarlayın.

Sevgili Zinnur blogunda Kabak Tadı projesinden bahsettiğini gördüm. Unutumuşum fakat dün akşam blogunu tekrar açtığımda bu tarifin uygun olabileceğini düşündüm. Umarım kısa zamanda birçok tarifler sizlere ulaşır Zinnurcuğum.

"Her hakkı Bloglararası "Kabak Tadi" Projesine aittir. Bu yazımla ilgili hiçbir maddi talebim olmayacaktır."

22 Ocak 2007

PORTAKALLI TATLI


























Haftasonu uzaktan gelen misafirlerimiz için yakın akrabalarımızında bulunduğu bir davet verdik. Güzel bir akşam yemeği ardından ikram edilecek tatlıyı yapmak bana düştü. Yengemin eski Sofra dergilerinden birinde gördüğüm bu portakallı tatlıyı geçenlerde cep telefonuma yazmıştım ve denemek o güne kısmetmiş. Revaniye benzeyen fakat daha hafif ve bol portakal kokulu bu tatlıyı biz çok sevdik. Hatta keki pasta için bile kullanılabilir, çok güzel :)

Malzemeler:
  • 5 yumurta
  • 5 kahve fincanı şeker
  • 5 kahve fincanı un
  • 1 kahve fincanı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı portakal suyu
  • 2 yemek kaşığı rendelenmiş portakal kabuğu
  • 1 paket kabartma tozu
  • şerbeti için:
  • 4 su bardağı tozşeker
  • 3,5 su bardağı su
  • dörtte bir limon dilimi
  • 2 yemek kaşığı rendelenmiş portakal kabugu
  • 1 su bardağı portakal suyu
Not: Kahve fincanı türk kavhvesi fincanıdır. Birde ben şerbeti biraz azalttım, yukarıda yazan ölçüleri kullandım, gayet yeterli oldu.
Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayalım.
Tatlı için 5 yumurtayı ve şekeri iyice köpürene kadar çırptım. Sıvıyağ, portakal kabuğu ve portakal suyunu ekleyip çok az daha çırptım. Ardından un ve kabartma tozunu birlikte eleyerek ekledim yavaşca karıştırdım.
Çapı yaklaşık 35 cm civarı olan yuvarlak bir tepsimin dibine yağlı kağıt serdim ve hamuru tepsiye boşaltıp fırında pişirdim. Fırın tepsisinden biraz daha küçük diktörgen bir tepsi veya yuvarlak büyük borcamınızı kullanabilirsiniz.
Piştikten sonra 15-20 dakika ılıklaşmasını bekledim, başka bir tepsiye ters cevirip çıkarttım ve yağlı kağıdı sıyırıp aldım.

Şerbet için toz şekeri, suyu ve limon dilimini kaynattım. Şerbeti ateşten alıp soğuttuktan sonra portakal suyu ve kabuklarını ekledim.

Tatlıdan bir bardak ile daireler kestim ve servis tabağına dizdim. İsterseniz kare şeklinde dilimlerde kesebilirsiniz. Ardından soğumuş olan şerbetimi kaşıkla bolca üzerlerine döktüm ve antep fıstığı dökerek süsledim.

17 Ocak 2007

LİMONLU CHEESECAKE


























Bugün annemin birkaç arkadaşı bize geleceklermiş. Ben yine göremeyeceğim işteyim fakat anneme yardımcı olmak adına birşeyler yapmayı teklif ettim tamam dedi. Hemde cheesecake için :) İlk başta çok şaşırdım annemin tamam demesine çünkü kendisi pek sevmez fakat arkadaşları seviyormuş, hadi bakalım...

Malzemeler:
  • 1 paket eti burçak biskuvi
  • 60 gr tereyağ
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 paket krema peyniri (pınar beyaz kullandım)
  • 1 paket labne peyniri
  • 1 limon suyu
  • 1 limon kabuğu rendesi
  • 1 yemek kaşığı un
Ben 18 lik kelepceli kalıbımı kullandım. Dilerseniz 20 cm lik kalıbınız içinde aynı ölçüleri kullanabilirsiniz.
Taban için biskuvileri mutfak robotu yardımıyla ufaladım ve oda ısısında yumuşamış tereyağ ile yoğurdum. İçine yağlı kağıt serdiğim kalıbımın tabanına elimle düzgünce bastırarak yaydım ve buzdolabında 10 dakika beklettim. Bu arada peynirli dolguyu hazırladım.
Fırını 185 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayalım.
Derince bir kap içerisinde yumurtaları şeker ile birlikte hafif kabarana kadar iyice çırptım. Limon suyu, kabuğu ve unu ekleyip biraz daha çırptım. Ardından peynirleri teker teker ekleyerek homojen bir karışım elde edene kadar çırptım.
Peynir karışımını buzdolabında bekleyen kalıba boşaltıp önceden ısttığım fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 55-60 dakika pişirdim. Fırından çıkarınca cheesecake oldukca kabarmış olacak ve soğuma esnasında hafif çökme olacaktır. Bıçak yardımıyla cheesecakin yanlarını kalıptan sıyırırsanız hafif çökme yaptığında orantılı olarak düngün şekilde çöker ve kekinizin üzeri düz olur.
Oda ısısında soğuduktan sonra buzdolabında 1 gün bekletiyorum. En az 5-6 saat bekletmeniz yeterli olacaktır fakat üzerinden 1 gün geçtiğinde lezzeti artacaktır.

11 Ocak 2007

AĞLAYAN PASTA ve PATATESLİ BÖREK

























Bugünlerde kiminle karşılaşsam hasta, hayırdır falan diye söylenirken çok geçmedi bende yakalandım. Hatta bizim bütün aile aynı anda. Dün akşam kapıdan giren herkes grip oluyorum çok fenayım diye nazlanarak ve elinde ilaçlarla içeri girdiğinde herkesin aynı durumda olduğunu farkeden, nazlanmayı bir nebze olsun azaltmaya başladı :) Akşam yemeğinden sonra oturmuş sulu sulu gözlerimizle hangimizin ilacının daha etkili olduğunu tartışırken zil çaldı. Eski komşularımız :)

Boş bir vaktimde annemle yaptığımız böreklerin buzlarının çözülmesi için buzluktan çıkarttım ve pişirmeden önce oda ısısında beklettim. Onlar beklerken ağlayan pastayı yapmaya başladım. Bu tarifide geçen yıl evlenen şirinmi şirin arkadaşım Burcu vermişti. Birkaç blogda bu tarifi okuduğumda lezzetinin güzel olduğunu tahmin etmiştim. Gerçektende öyle çok hafif kakaolu bir keki var.

Malzemeler:
  • 4 yumurta
  • 2 kahve fincanı şeker
  • 1/2 limon suyu
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2,5 kahve fincanı un
Üzeri için:
  • 2 su bardağı süt
  • 1 paket krem şanti
Çikolata sosu için :
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı su
  • 1 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı kakao
  • 1 kahve fincanı tozşeker
Fırını 175 dereceye ayarlayı ısıtmaya başlayalım.
Kakao, un ve kabartma tozunu bir tabağa eledim.
Yumurtaları ve şekeri mikserle hafif kabarana kadar iyice çırptım. Yrım limon suyunu ekledim. Ardından elediğim un kakao karışımını ekleyip mikserin düşük hızında bir süre daha çırptım. Karışımı yağlanmış kalıbıma boşaltıp önceden ısınmış fırında 30 dakika kadar pişirdim.20x20 lik kare kalıbımı kullandım. Dikdörtgen borcamda kullanabilirsiniz.

Kek fırından çıktıktan 20 dakika sonra servis tabagına ters cevirdim. Tersinden 2 su bardağı sütü yavaş yavaş dökerek heryerine yedirdim. (Borcamda yaptıysanız isterseniz içinden çıkarmadan sütü dökebilirsiniz) 2 bardak fazla gelir diye düşünmüştüm ama hiç öyle olmadı çünkü kek baya ıslak olacak. Keki dolapta 5-10 dakika beklettikten sonra 1 su bardağı sütle çırptığım kremşantiyi kekin üzerine güzelce yaydım. Tekrar iyice soğuması için dolapta beklettim. Dilimleyip servis tabaklarına aldıktan sonra üzerlerine çikolata sosu döktüm. Ben evde hazır olan çikolata sosundan kullandim. İsterseniz yukarda yazılı tarifteki tüm malzemeleri ufak bir tencereye koyarak pişirip kullanabilirsiniz.

























Bu patatesli börekleri annem hep yapar. Yalnız geçen yıl farkettim ki hazırlanıp buzlukta dondurulduktan sonra servis yapılacağı gün çıkartıp pişirildiğinde daha çıtır çıtır ve lezzetli oluyorlar. O yüzden boş vaktimizde bu tariften biraz daha fazlaca yapıp hemen buzluğa atıyoruz.

Pataesli Börek için Malzemeler:
  • 5 adet yufka
  • 1 paket margarin (eritilmiş)
  • 6-7 adet orta boy patates
  • tuz
  • karabiber
  • üzeri için 1 yumurta ve susam
(Bir yufkadan 4 adet börek elde ediliyor. Ölçüyü istediğiniz miktarlarda azaltıp çoğaltabilirsiniz.)
Patatesleri haşlayıp iyice eziyorum. İçerisine tuz ve karabiber ekleyerek iç malzemeyi hazırlıyorum.
Yufkaları üstüste düzgünce koyduktan sonra 4 e bölüyorum. Her bir parçaya minik fırça yardımıyla erimiş margarinden sürüyorum ve iç malzemeyi geniş kısma koyup sigara böreğinden irice sarıyorum. Bir yumurtayı çırptıktan sonra üzerlerine sürüp susamlarıda döküp 180 derecede önceden ısınmış fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyorum.

Ben pişirmeden direk buzluğa atıp donduruyorum. İhtiyacım olduğunda çıkartıp üzerine yumurtayı sürüp yağlanmış tepsiye dizerek pişiriyorum. Daha çıtır çıtır ve lezzetli oluyorlar.

01 Ocak 2007

TÜM DİLEKLERİN GERÇEK OLMASI UMUDUYLA...2007


























2007 nin ilk günü bugun. Yeni umutlarla yeni dileklerle yeni sevinçlerle uyandık. Dün hem bayram hem yılbaşı olduğu için dostlarımızla daha çok zaman geçirdik. Normalden daha çok sarıldık daha çok öpüştük daha çok güzel temenniler sunduk birbirimize.

Sidney'deki kutlamalarla büyülendik. Champs , Trafalgar, Times ve bizde Taksim meydanlarını dolup taşıran insanların seviçleriyle coşkulandık. Amerika'da börülceler yendi, İspanya'da 12 adet üzüm yendi ve bereket getirdiğine inanılan birçok gelenekler yerine getirildi. İnşallah yeni yıl herkese ve tüm dünya insanlarına uğur getirir, insanlardan sevgi hiç eksik olmaz.

Biz bu pastayla ne mi yaptık?

  1. Yeni yılı kutladık.
  2. Fenerbahçenin 100. yılını kutladık...

Şimdi diyeceksiniz ki ne bu Fenerbahçe furyası. Gerçekten bende anlamış değilim. Etrafımdaki herkes daha güzel bir Fenerbahçe pastası için yarış içerisinde. Herkes fenerbahçeli ve erkeklerin mutlu olması için bazı gerçekleri kabullenmek zorunda olduğumuzu daha iyi anladım.

Pastamıza gelince;

  • Kalıbım : 18 cm
  • Krema : Beyaz çikolatalı ganaj
  • Üst kaplama : Emel Başdoğan tarifi ile şeker hamuru
  • Pandispanya : Benim eskilerden beri hep 20 cmlik pastalarım için yapıp 2 ye bölerek kullandığım bir pandispanya. Kabartma tozu kullanmadan tamamen yumurta akları sayesinde kabaran yumuşacık bir kek oluyor. Fakat 3 e bölerek yüksek bir pasta yapmak istedim bu yüzden 18 cmlik kalıbımı kullandım. Pandispanyamı kolay bölmek için bir gün önceden pişirip streche sarıp buzdolabında veya serin biryerde bekletiyorum.

Pandispanya için malzemeler:

  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 paket vanilya
  • 2/3 su bardağı un

Yumurtaların sarılarını ve aklarını ayrı ayrı kablara ayıralım. Yumurta aklarına çok az bile sarısı karışmasın. Bir kap içerisinde yumurta aklarını mikserin en yüksek ayarında kar gibi olanada kadar iyice çırpalım. Bu fotograftaki gibi. Ardından şekerin yarısını yavaşca dökerek biraz daha çırpalım.

Daha sonra kalan yarım bardak şeker ile yumurta sarılarını ve vanilyayı 4-5 dakika iyice çırptım. En son sıvıyağı ekleyip çok az daha çırptım ve mikseri ortadan kaldırdım.Yumurta sarılarına kabarmış akları ekledim ve yavaş yavaş spatula ile çok az karıştırdım. Daha sonra yine yavaşca unu eleyerek ekledim ve spatula ile yumurta aklarını söndürmeden alt üst ederek karıştırdım. Kelepçeli kalıbıma boşalttım ve 35 dakika pişirdiktan sonra fırından çıkarır çıkarmaz mutfak teli üzerine ters çevirerek oda ısısında soğumaya bıraktım. (Ortasının çökme yapmaması için)

Beyaz Çikolatalı Ganaj :

  • 300 ml sıvı krema
  • 250 gr beyaz çikolata

Ufak bir benmari kurdum ve beyaz çikolatayı erittim. Bir kap içerisinde sıvı krema ile erimiş çikoalatayı 1-2 dakika mikser ile çırpıp buzdolabında yarım saat kadar beklettim. Pastanın aralarına ve dış kaplamasına spatula yardımıyla eşit şekilde sürdüm.

Birde doğumgünü sahibinin isteğini kıramadım ve pastanın 1/4 lik kadar ufak bir kısmını sarı lacivert kremadan yaptım. Yarım paket kremşantiyi yarım bardak süt ile hazırlayıp ikiye böldüm. Sarı ve lacivert gıda boyasını çok az ekleyerek renkli krem şanti hazırladım. Birinci katın 1/4 lik küçük bir bölümüne lacivert, ikinci katın aynı hizasına 1/4 lik kısmına sarı kreamşatiyi sürdüm. Pastanın kalan heryeri beyaz çikolatalı ganajımdan sürüp dışınıda kapladıktan sonra bu şekilde dolapta 2 saat kadar beklettim.

Şeker hamuru kaplamadan önce pastanın kremasının dolapta 2-3 saat kadar donması için bekletilmesi şart.

Şeker Hamuru :

  • 70 gr su (2/3 çay bardağına denk geliyor)
  • 80 gr glikoz şurubu (2/3 çay bardağına denk geliyor)
  • 15 gr toz jelatin (2 tatlı kaşığı toz jelatin- veya 3 yaprak jelatin)
  • 1 kg çok ince çekilmiş pudra şekeri (pudra şekerinin hepsi kullanılmayabiliyor azar azar eklenerek sert bir hamur elde edene kadar ekliyoruz, bende 1 bardak kadar arttı. Mutfak ısısı veya el ısınıza göre aldığı pudra şekeri miktarı değişiyor)
  • ve istege göre toz gıda boyaları
Not: Bu ölçülere göre elde edilen hamurun yarısını kullandım bu pastada. Ayrıca kullanacağınız şeker hamurunun çok ince çekilmiş olması çok önemli. Göztepe'de Celal Bey'den (0216 324 12 00) veya pastacılık malzemesi satan yerlere sorarak temin edebilirsiniz.

Şeker hamurunun nazlı olduğunu bilirdimde bu kadar naz hiç görmemiştim :) Ben boş bir vaktimde bu tariften şeker hamuru hazırladım ve kısa zamanda tüketirim diye düşünüyordum olmadı, yaklaşık 1 ay kadar bekledi. Hava almayan bir kap içerisinde streche sarılı bir şekilde beklettim fakat yinede çalışması zor oldu. Hamur baya kurumuştu ve avucumun içini hafiften ıslatarak hamuru yoğurup toparlayabildim. Ne kadar yoğurarak eski kıvamına getirsemde ilk yapıldıgı an kadar esnek olmadı. Bundan sonra yaparsam hemen kullanacağım yada 1 kg lık hazır şeker hamurlarından almayı düşünüyorum. Çünkü onlar bekletilmeye daha müsait.

70 gr suyu küçük bir kap içerisinde koyup ılıklaştıralım. Kaynamadan ateşten alıp suya toz jelatini atıp sürekli karıştırarak eritelim.. Glikozu ekleyip onuda karıştırarak eritelim. Karışımı hamur yoğurma kabına alalım ve üzerine yavaş yavaş pudra şekerini eleyerek ekleyelim ve yoğuralım. Belli bir süre mikserin hamur yoğurma ucuyla karıştırarak hamur elde edelim. Daha sonra hamur sertleşmeye başladığında elimizle yoğurarak sert ve kıvamlı bir hamur elde edene kadar yoğuralım. Ne kadar çok yoğurursanız o kadar güzel hamurunuz oluyor. Bu işlemleri yaparken her zaman elimizin altında bir miktar pudra şekeri bulunsun. Özelliklede hamuru açarken az miktar tegaha döküyorum yapışmaması için.

Beyaz haliyle irice bir yumruk kadar hamuru alıyorum ve tezgaha pudra şekeri dökerek açmaya başlıyorm. Daha sonra süsleme için kullanacağım ve artacak olan tüm hamuru kurumaması için streche sarıp kapalı kapta bekletiyorum. Pastayı kaplayacak büyüklüğe gelince merdaneye sarılı bir şekilde tezgahtan kaldırıp buzdolabından çıkardığım pastanın üzerine seriyorum. Tabanda kalan fazlalıkları döner pizza bıçağıyla yada normal bıçakla düzgünce kesiyorum.

Üzeri için çok az sarı ve lacivert gıda boyası ile renklendirdiğim şeker hamurunu ufak bir çapta açıyorum. İhtiyacınız kadar büyüklükte hamuru renklendirin fazlası yine strecehe sarılı beyaz haliyle kalsın. Biri sarı biri lacivert olacak şekilde kalıplarımla rakamlar kesiyorum. Pasta üzerinin nasıl olacağını tüm malzemeleri yapıştırmadan önce yerleştirip uzaktan düzgün oldularmı diye bir bakıyorum. Kafamda yerlerini tam belirledikten sonra ufak rakamların arkasına fırça ile azıcık su sürerek yapıştırıyorum

Bu arada Maltepe'de anaokullarına eğitim araçları satan Vira Eğitim Araçları firmasına büyük teşekkürlerimi iletiyorum. Oyun hamuru şekillendirme setleri ile ilgili harf ve rakam kalıpları için bana çok yardımcı oldular. İnternet sitelerinde online alışveriş mümkün bu sebeple link veriyorum, şayet sipariş vermek isterseniz harf veya rakam kalıbı olarak belirtmenizde fayda var. Wilton kalıplarına göre fiyatı oldukça uygun.


LOGO ÇALIŞMASI:

Fenerbahçe logo çalışmasını nasıl yapabilirim diye düşünürken aklıma Burcucuğumun annesine yaptığı pastadaki kelebek çalışması geldi ve hemen royal icing hazılayıp renklendirdim. Biryandan renklerle çalışırken biryandan fotograflarını çekmek zor oldu ama başarabildim :)
























Fotografların büyük halini görmek için üzerine tıklayabilirsiniz.

Royal Icing için malzemeler:

1 küçük yumurta akı
1,5 su bardağı pudra şekeri
toz gıda boyaları

Bu ölçüde royal icing ile 5-6 tane logo yapabilirsiniz. Ben iki tane logo çalıştım ve artan royal icing ile evde olan kurabiyelerimizin üzerlerini süsledim.
Bir kap içerisinde gıda boyası hariç diğer malzemeleri mikserle çırptım. Renklerin birbirine karışmaması için kıvamının yoğun olmasını istedim. Eğer kıvamı yoğun değilse biraz daha pudra şekeri ekleyebilirsiniz. Çok yoğun olursa birkaç damla limon suyu ile kıvamını yumuşatabilirsiniz.
Royal icing açıkta bekletilirse kuruma yapabiliyor, kabın üzerini streche sarıp bekletin. Çalışmak istediğiniz kadar icingi çay tabağına alıp renklendirip çalışalım.
1. fotografta görüldüğü gibi bilgisayarın yazıcısından istediğim ölçüde fenerbahçe logosu çıkarttım. Daha sonra yağlı pişirme kağıdından her renk için ayrı ayrı sıkma torbaları hazırladım.
2. fotografta düz bir yağlı kağıda iki tane logoyu kopya yöntemiyle düzgünce çizdim. İlk olarak bir sıkma kağıdına beyaz doldurdum ve logonun kenarlarını çizdim.
3. fotografta ilk olarak bir sıkma kağıdına beyaz icing doldurdum ve logonun kenarlarını dikkatlice çizdim. Ben diğer logonun beyaz çercevesini çizerken ilk çalıştığım logo bir yandan kuruyor. Sizde kuruması için bekleme süresini değerlendirmek amacıyla kendinize başka bir şablon hazırlayın. Her ayrı bir renk çalışmamıza başlamadan önce bir önceki çalıştığımız rengin kurumasını bekliyoruz ki renkler birbirine karışmasın. Sırayla tüm renkleri çalışıp logoyu tamamen bitirince 5 dakika daha bekleyip en üstteki yeşil deseni yazıcıdan çıkan logoya bakarak çizmeye çalışıyoruz.
Bir saat falan kuruması yeterli olcakatır logoyu kullanmak için. Fakat yağlı kağıttan logo kaldırılırken çok dikkatli ve yavaş çıkardım çünkü kolay kırılma yapabiliyor.