28 Aralık 2006

İYİ BAYRAMLAR, MUTLU SENELER DİLİYORUM..


























Bu sene çifte bayram var. Heyecanlar, mutluluklar ikiye katlanıyor, hem bayram hem yılbaşı aynı güne denk geliyor. Alışveriş merkezleri, sokaklar cıvıl cıvıl. Temizlikler, yemekler, koşuşturmalar derken kaldı 2-3 gün :) Herkese çikolata tadında mutlu bayramlar, mutlu seneler diliyorum.

Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk, sağlık, başarı getirmesi dileğiyle tüm dostların yeni yılı kutlu olsun.

Ha bu arada unutmadan, umarım yeni yılda Sibel hanımın tangasından ve Hülya hanımın saçmalıklarından daha ciddi konular tartışırız. En büyük iletişim araçlarından biri olan televizyonda daha güzel şeyler duymak ve hayatı daha ciddiye almak umuduyla, sevgiyle kalın...

Bayram için dün akşam truff yaptım. Truff içi ve dış kaplaması ile ilgili çok çeşitliliğe uygun tamamen yaratıcılığınıza bağlı yumuşak bir çikolata çeşitidir. Geçen sene bayramda dışı sadece kakao kaplı içi portakal şekerlemeli trufflar yapmıştım çok güzel olmuşlardı fakat internette bir blogum olmadığı için fotograflarını çekmemiştim.

Bu sefer Kahve Dünyasından aldığım çikolata ile denedim ve birazda çekilmiş badem ekledim. Dışı için yarısını fındık yarısını yine çikolata ile kapladım.

Truff için malzemeler;
  • 350 gr sütlü çikolata
  • 300 ml sıvı krema
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay bardağı kadar badem
üzeri için;
  • 100 gr sütlü çikolata
  • fındık
Truff malzemesine kahve, likör, fındık, fıstık, portakal şekerlemesi, badem, hindistan cevizi, marmelatlar vs. istediğinizi kullanabilirsiniz.
Üzeri için kakao, hindistan cevizi, fındık, fıstıkvs birçok çeşit deneyebilirsiniz.

350 gr çikolatayı bıçakla ufak parçalara ayırıyorum
Kremamın hepsini bir tencereye alıp orta ateşte ısıtmaya başlıyorum. Kaynamasına yakın çikolataları içine atıp sürekli karıştırarak çikolatalarımın erimesini ve homojen bir karışım olmasını bekliyorum. Vanilyayı ve mutfak robotunda çekilmiş bademleride ekleyip biraz daha karıştırıyorum ve oda ısısında soğumasını bekliyorum.

Yarım saatte bir kontrol ederek çikolatamı hafiften karıştırıyorum ve 4-5 saat sonunda sertleşmiş bir çikolatam oluyor. Eğer 4-5 saat oda ısısında sertleşmemiş ise 1 saat kadar buzdolabında bekletebilirsiniz.

Daha sonra soğuk suda ellerimi uzun uzun yıkıyorum. El ısınız sıcak ise çalışırken çikolata eriyebilir. Tatlı kaşığı ile fındıktan irice büyüklükte çikolatadan parçalar alıp elimle yuvarlıyorum. Hepsini yağlı kağıt serdiğim tepsiye dizip buzlukta yarım saat kadar daha bekletiyorum. Çünkü birazdan sıcak çikolata içerisine girecekler :) hemen erimemeleri için buzlukta biraz daha kendilerini toparlamasını bekliyorum.



















Sıra geldi üzerlerini kaplayama. Yarısını fındıkla kaplayacağım için çok fazla çikolata eritmedim. Ufak bir benmari kurdum ve 100 gr kadar çikolatayı erittim. (İsterseniz içine bir çay kaşığı kadar tereyağ atıp karıştırabilirsiniz) Ocağı kapatıp çikolatanın hafif ılıklaşması için karıştırarak biraz bekledim ve dolaptan çıkardığım truffları iki tatlı kaşığı yardımıyla erimiş çikolatay atıp çıkardım. Yine yağlı kağıt serdiğim tepsiye dizip dış kaplamanın soğuması için bir kenarda beklettim.




Yaklaşık 40 adet truff elde ettim. Bir kutu evime ayırdım ve diğer kutuyu birisine hediye götürdüm.

25 Aralık 2006

Ziyaret Ettiklerim

Kadın ve Yasam

Pastacı

Evcini

Dilek'ce

Abesle İştigal

Hanimis

Mutfakta Zen

Portakal Ağacı

Akşam Menüsü

Mis Kokulu Ekmekler

Zuhal Yalcın Karnavalı

Burcukusu Nefis Mamalar

Culinary Concontions by Peabody

Joy of baking

Jamie Oliver

cupcake

101cookbooks

Four Weeks Magazine

Bizim Pastane

Gelincik Tarlası

Tubanın Penceresinden

Ümit Hacıoğlu

Punto-punto

Peçete Katlama


Kardesini seç

Beyaz Perde

FUTBOL SAHASI PASTAMIZ

























Bizim ailenin en şirin minikleri, biricik yeğenlerim Simay ve Berkay 23 Aralık cumartesi akşamı doğumgünlerini kutladılar. Berkay büyük bir Fenerbahçe hayranı ve bu pasta için O'na aylar öncesinden söz vermiştim. Aslında Simay için cicili bicili rengarenk bir pasta yapmak isterdim ama doğumgünlerini beraber kutluyorlar. Olsun ben yine onun için farklı bir zamanda yaparım.

Berkay pastasını çok beğendi. Maç izlerken gol umuduyla nasıl bir heyecan yaşıyorsa aynı heyacanı yaşadığını görmek beni inanılmaz mutlu etti. Görür görmez adamların yerlerini değiştirmek istedi :) hatta gece boyunca yerde yatan oyuncu için kızıp durdu. Efendim faul yapıyormuş neden hakem kırmızı kart göstermemiş... Haklı çocuk, ben neden elinde kırmızı kartı olan bir hakem almadım veya o adamı biraz uzağa koymadım???






Onlar sevmeye doyamadığım canlarım. Sizi çok seviyorum, iyiki varsınız...







Pastamıza gelince;
Kalıbım : 21 x30 cm
Pandispanya : Emel Başdoğan Pasta Yapımı adlı kitabındaki çikolatalı pandispanya
Ara krema : Pastacı Burcu hanımında çok beğendiği Zinnur hanımın sitesinde gördüğümüz Martha Stewart'a ait Çikolatalı Pudingi kullandım.
Pastanın dışı için : 1 paket krem şanti
Yeşil saha görünümü için : 100 gr yeşil antep fıstığı tozu
Saha çizgileri : 1-2 kaşık kadar ayırdığım krem şantiyi yağlı kağıttan hazırladığım sıkma torbasına doldurarak çizdim.
Üzerindeki maket oyuncular : Kadkiköy Bilko'dan aldım.

Pandispanya için malzemeler:
  • 8 yumurta
  • 230 gr toz şeker (1 su bardağı)
  • 2/3 çay bardağı portakal suyu
  • 150 gr un (1 su bardağı)
  • 66 gr kakao (1/2 su bardağı)
Pandispanyayı bir gün önceden pişirdim ve streche sarıp buzdolabında beklettim ve kesme işlemi bu şekilde daha kolaylaşıyor.

Fırını önceden 175 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayalım.
Un ve kakaoyu ufak bir kaba eledim.
Yumurtaların sarılarını ve aklarını ayrı ayrı kablara ayıralım. Aklara azıcık bile sarı karışmasın.
Yumurta aklarını mikser yardımıyla kar gibi olanada kadar iyice çırpalım. Bu fotograftaki gibi. Şekerin yarıısını ilave edip biraz daha çırpalım.
Daha sonra kalan yarım bardak şeker ile yumurta sarılarını 4-5 dakika iyice çırptım. En son portakal suyunuda ekleyip çok az daha çırptım ve mikseri ortadan kaldırdım.
Yumurta sarılarına kabarmış akları ekledim ve yavaş yavaş spatula ile karıştırdım. Daha sonra yine yavaşca un ve kakaoyu eleyerek ekledim ve spatula ile yumurta aklarını söndürmeden alt üst ederek karıştırdım.

Dikdörtgen kalıbımın altına yağlı kağıt serdim ve kağıdı dış kenarlardan kitledim. 35-40 dakika pişirme süresi için bekledim.













Pandispanyanın heryeri yumuşacık sünger gibi oluyor. Fırından çıkarır çıkarmaz ortası çökme yapmasın diye fırının tel ızgarasının üzerine kalıpla beraber ters çevirerek oda ısısında soğumasını bekliyorum. Soğuduktan sonra kolay kesilmesi için kalıptan çıkartıp streche sarıp 1 gün bekletiyorum.
Pandispanya aslında üçe bölünmeye müsaitti fakat çok kalabalık olmayacağımız için çok büyük olmasını istemedim ve ikiye böldüm.
Bölme işlemini pasta kesmek için kullanılan fotoğrafta görülen levye ile yaptım. Eğer sizde pandispanyayı bıçak ile bölmekte zorlanıyorsanız mutlaka levye almanızı tavsiye ederim. Ben Burcu hanımın sitesinde görmüştüm ve üç dört ay önce metroda 6,5 ytl fiyata bulunca hemen aldım. İstediğiniz ölçüyü ayarlayıp çok düzgün ve kolayca kesebiliyorsunuz ben çok memnunum.

Krema tarifi orjinali burada. Bu tarif sade puding olarak yenilebilenceği gibi pastalarda da kullanılabiliyor. Çok güzel bir kıvamı var.
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 5 yemek kaşığı şeker
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 1/8 tatlı kaşığı tuz
  • 1 bardak sıvı krema
  • 1 + 1/4 bardak süt
  • 2 yumurta
  • 1 bardak damla çikolata
  • 1 tatlı kaşığı sıvı vanilya
Misir nisastasi, seker, kakao ve tuzu agir tabanli bir tencereye alip karistirin. Uzerine krema, sut ve yumurtalari ekleyip telle butunlesene kadar cirpin. Damla cikolatalari da katin ve tencerenizi orta atese koyun. Telle yavas yavaş sürekli karistirarak 7 - 8 dakika, ya da puding kaynamaya baslayincaya kadar pisirin. Bu aşamada pudingi tencereden bir kaseye dikkatlice bosaltin ve buzlu su dolu daha buyuk bir kasenin icine oturtun. Bes dakika kadar karıştırarak sogumaya bırakın. Vanilyayi ekleyip çok az daha karıştırın ve üzerini strecle kaplayip iyice koyulasip soguyana kadar buzdolabinda dinlendirin.
Pudingi pasta arasına bolca sürüp muz dilimlerini yerleştirdim ve diğer kek katını üstüne kapattım. 1 bardak süt ile 1 paket krem şantiyi iyice çırptım üst ve yanlarına spatula ile düzgünce sürdüm. Üzerine dikkatlice yeşil fıstık tozunu döktüm.Çok az ayırdığım krem şanti ile çizgileri çizdim ve oyuncuları yerleştridim. Oyuncuların devrilmemesi için tabanlarında ceviz büyüklüğü kadar ince plastik var, bunlarında görünmemesi için tekrar çay kaşığının ucuyla oralara fıstık dökerek kapattım. Çok lezzetli bir pastamız oldu :)

19 Aralık 2006

REÇELLİ KURABİYE

























Her kurabiye yazıma başlarken hep "en sevdiğim..." diye başlamak geliyor içimden. Sanırım ben bütün kurabiyeleri çok seviyorum. Özelliklede bu kurabiye için çok azim gösterdim denemediğim tarif kalmadı ama sonuçtan pek memnun kalmamıştım. Tüm kitaplardaki tarifleri zamanında çok denedim, her seferinde sanırım bu tarif daha iyi olacak diye başladım hep. Ama sonuç aynıydı, az pişirmeme rağmen çok sert oluyorlardı :(

Sonunda düşündüm, madem ben bu reçelli kurabiyeyi çok seviyorum o zaman kendi bildiğim yöntemle yani sert olmayacağına inandığım bir tarifle deneyeyim dedim. Sonucunu da merakla bekledim. Keşke başından beri hep kendi kafamda oluşturduğum tarfile yapsaydım. Çok güzel oldular. Tam istediğim gibi :)

Bloguma ilk başlarken taşındığımızı yazmıştım. Yeni yeni komşularımızla tanışmaya başladık ve pazar günü ilk kez alt komşumuz Ayşe teyze pazartesi için bize geleceğini söyledi :) Buna en sevinen belkide ben oldum. Pazar günü sabah erkenden bu kurabiyeleri hazırladım onun için. Pazartesi ben işte olduğum için kendisini ben ağırlayamadım ama annemler çok sevmişler.

Malzemeler:
  • 125 gr tereyağ
  • yarım su bardağı tozşeker
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı buğday nişastası
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • yarım çay kaşığı karbonat (çay kaşığının ucuyla)
  • ortası için reçel, bal veya çikolata
Tereyağı yarım saat önceden buzdolabından çıkartıp küp küp kesip oda ısısında yumuşamasını bekliyoruz.
Un ve karbonatı ufak bir kaba eliyorum
Başka bir kap içerisinde yumurta, şeker,tereyağ ve sıvı vanilyayı mikserin en düşük ayarında çok az çırpıyorum. (Ben dr oetkerin 1 tatlı kaşığı kadar sıvı vanilyasını kullandım isterseniz toz halindeki ufak paketlerden kullanabilirsiniz)
Bir bardak nişastayıda ekleyip çok az daha çırpıyorum ve mikseri kaldırıyorum. Elediğim karbonat ve unu yavaş yavaş ekleyerek iyice yoğuruyoum.

Elde ettiğiniz hamur çok sert olmasın. Yani açılmaya uygun değil diye düşünüp sertleşmesi için fazla un eklemeyin. Bütün hamuru top şeklinde yapıp yassılaştırın streche sarıp buzdolabında sertleşmesi için yarım saat- 1 saat kadar bekletebilirsiniz. Fazla un katılmış sert hamurdan yapılan kurabiyeler piştiğinde daha sert olur gevrekliğini yitirir.



















Hamuru buzdolabından çıkarttıktan sonra biraz daha yoğuruyorum. Hamuru iki eşit parçaya ayırıp her bir parçayı ince bir şekilde açıyorum. İki ayrı büyüklükte çiçek şekilli kurabiye kalıbı kullanıyorum. Fotografta görüldüğü gibi önce büyük kalıpla iki adet kesip sonra birinin ortasını küçük kalıpla çıkartıyorum ve bütün olan şeklin üzerine dikkatlice yerleştiriyorum. Pişerken iki katın birbirine yapışması için de çok hafif üstten bastırıyorum (şekilleri fazla bozmadan)
Bu kurabiyeler iki kat üst üste olacağı için ne kadar ince açılırsa o kadar iyi oluyor. Fakat çok fazla ince açtığınızda da çalışması zor oluyor. Ortası boş olan üst katı yerinden kaldırıp alt tabakanın üzerine yerleştirirken şekilde bozulmalar olabiliyor. O yüzden ne çok ince ne de çok kalın açmamamız gerekiyor.

Bu arada çalışmamız bitmeden 10 dakika önce fırınımızı 170 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlıyoruz. Yağlanmış veya yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize kurabiyelerimizi dizip 20-25 dakika kadar pişiriyoruz. Çok fazla kızartmıyoruz, hafif pembeleşince çıkartıyoruz.

Kurabiyeler oda ısısında yarım saat kadar soğuduktan sonra üzerlerine pudra şekeri eliyorum ve ortalarına birer çay kaşığı kadar franbuaz reçeli dolduruyorum. İsterseniz değişik reçeller, bal veya çikolata da kullanabilirsiniz.
Çikolata kullanacaksanız, 100 gr çikolata ile 100 ml sıvı kremayı kısık ateşte karıştırarak çikolatanın erimesini bekleyin ve içlerine birer çay kaşığı kadar doldurun.

Kullanılabilecek kalıplar:
Eğer bende bu şekilde çalışacak kalıp yok diyorsanız. Büyük kalıp için çay bardağı, küçük boy kalıp içinse kola şişe kapağı ile de deneyebilirsiniz... Hepsi çok şık oluyor :)

Büyük çiçek şekilli kalıbı hemen hemen tüm marketlerde bulabileceğiniz uygun fiyatlı plastik kurabiye kalıpları arasından buldum.
Küçük boyuttaki metal çiçek kalıbı ise metrodan aldığım fackelman marka büyüklü küçüklü karışık kurabiye kalıplarının arasından çıktı.
Ben elimde olan ve büyüklükleri birbirine uyan tüm kalıplarımla yapıyorum. Kalpli, yıldızlı, yuvarlak vs...

16 Aralık 2006

ÇİKOLATALI KEK
























Çikolatalı keki perşembe günü gelen misafirlerimiz için yaptığımı yazmıştım dünkü yazımda. Fakat zamanım az olduğu için ve Dondurmam Gaymak filmi hakkında görüşerimi heyecanla yazmak isteğim için bu tarif bugüne kaldı.

O filmden sonra canım hem o bölgelere gitmek istedi hem de canım gevrek, kumru gibi egeye özel yiyecekler istedi. Gaymaklı dondurma mı? O zaten film başlamadan beni etkiledi...

Bu kek çok güzel oldu ama gönül isterdiki kullandığım yağın hepsi tereyağ olsun :( Ama keklerde biraz çekiniyorum katı yağ kulanmaya. Çünkü kekleri sıvıyağ da çok lezzetli yapabiliyorken neden kullanayım ki diyorum. Ama sonra tereyağı dolapta görünce dayanamayıp e birazcık ekleyeyim diyorum :)

Malzemeler:
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 150 gr bitter çikoalata
  • 50 gr tereyağ
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1,5 su bardağı un
  • 2 yemek kaşığı kakao (silme)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
Fırınımızı 180 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlıyoruz.
Ufak bir benmari kurdum. 50 gr kadar tereyağ ile çikolatayı birlikte karıştırarak benmaride erittim. Hafif soğuması için bir kenarda beklettim. (Üstteki çikolatanın bulunduğu kap, alttaki kaynayan suya değmeyecek)
Bir kaba un, kabartma tozu ve kakaoyu eledim.
Başka bir kap içerisinde yumurta, şeker ve sıvı vanilyayı mikserle hafif kabarana kadar iyice çırptım. Ben bir tatlı kaşığı kadar dr oetker sıvı vanilya kullandım. Toz vanilya da kullanabilirsiniz.
Yumurta şeker karışımına yoğurdu ekleyip biraz çırptım. Ardından sıvıyağ ve erittiğim çikolatayıda ekleyip biraz daha çırptım.
En son diğer kaba elediğim kuru karışımı ekledim ve mikserin en düşük ayarında homojen bir karışım elde edene kadar çırptım ve yağlanmış kalıba döktüm.
Yaklaşık 40 dakika kadar pişirdim ve oda ısısında soğuduktan sonra kalıptan çıkardım.
Ben üzerine genelde bitter çikolata sosu hazırlar dökerdim ama bu sefer beyaz çikolata sosu döktüm. Zevkinize kalmış, sos olmadanda güzel. Ama ben yine de tercihimi bitter çikolata sosundan yana kullanacağım :)



Nukhetciğim üzerindeki kakao şekilleri nasıl yaptığımı sormuş. Wilton marka bu stencil bana yurt dışınan hediye geldi. Sitesinde görmek isterseniz burada. Eskiden şablonum yokken kare şeklindeki kek dilimleri üzerini kakao veya pudra şekeri ile kağıttan keserek yaptığım şekillerle süslerdim. (kalp, çiçek vs..)

15 Aralık 2006

KABAK TATLISI ve BİR EGE GEYİĞİ
























Salı günü haber gelmişti perşembe için, babamın teyzesinin kızları bize geleceklerdi. O gün işe biraz geç gittim çünkü hem tatlıları ben hazırlayacaktım hem de azda olsa uzun zamandır görüşemediğim akrabalarımızla görüşecektim. Bir saat kadar yanlarında kalabildim, masa kurulmadan işe dönmek zorunda kaldım. Olsun buda yetti bana :)

Misafirlerimiz için ben muhallebili kurabiye, kabak tatlısı ve çikolatalı kek yaptım. Annem ise çerkezlerin en beğenilen yöresel hamurişini, yani velibah. Velibah herkes tarafından çok beğenilen birşey olduğu için biliyordum ki benim yaptıklarıma çok fazla ilgi gösterilmeyecekti :( Ama akşam eve döndüğümde aldığım güzel sözler beni çok mutlu etti. Özellikle çikolatalı kekin tarifi sabırsızlıkla bekleniyormuş. Çikolatalı kekin tarifini yarın yazabilirim çünkü bugün kabak tatlısı ve günün akşamında izlemeye gittiğim Dondurmam Gaymak filmini anlatacağım. Fazla vaktim yok ama film ile ilgili anlatmak istediğim çok şey var :)

Malzemeler
  • 1 kg balkabağı
  • 2,5 su bardağı şeker
  • 1 çay bardağı su
  • dövülmüş ceviz
Önce kabağı yıkıyorum, ardından kabuklarını soyup dilimliyorum. Derince bir tencereye koyup üzerine şekeri serpiyorum ve suyunuda ilave edip orta hararetli ateşte kabaklar kendi suyunu çekip yumuşayana kadar pişiriyorum.

Aslında tarif annemin göz kararı tarifi :) Şimdi düşünüyorumda ilk öğrenmeye başlarken neden anneme şu göz kararı şekerini bardakla dökde bende sayayım dememişim bilmiyorum. Ama zamanla onun göz kararı ölçüsü ile benim göz kararı ölçüm birebir tutmaya başladı ve öylede gidiyor. Birde annem kabaklar piştikten sonra az miktarda şekeri tekrar serpip fırınlıyor. Şekeri karamelize oluyor ve kabaklar parlak bir görünüme sahip oluyor. Lezzetide ayrı bir güzel oluyor.



















Gelelim Dondurmam Gaymak filmine. Öncelike sinema salonundan çok mutlu ayrıldım. Başlıca nedenlerinden biri hatta en önemlisi, bu filmin doğu etkisinden kurtulmuş olması. Yıllardır doğu ve güneydoğudaki aşiret hayatını anlatan Türk filmlerden öyle sıkılmışım ki, dün bu filmi izleyince anladım.

Film Ege sahilinde ufak bir beldede geçiyor. Küçük bir yüzölçümüne sahip bir avuç insanın kocaman yürekleriyle oynadıkları bu film, pazar payını reklam ile büyütmüş bir firmayı kendisine büyük bir rakip olarak gören dondurmacı Ali'nin küreselleşme karşısında ufak bir esnaf olarak verdiği savaşı anlatıyor. Ve bu mücadeleyi "bir ege geyiği" olarak ele almışlar, çoğu zaman güldürecek zaman zaman hüzünlendirecek bir film...

Bir kere bu filmde öyle büyük reklamlar ünlü oyuncular falan yok. Tamamen amatör ruhların güzelliğine, egenin köylerinde, ilçelerinde, büyülü doğasına, müthiş manzarasına, o sıcacık insanların tatlı ege şivesine kapılıp gidiyorsunuz. Filmde oynayanların %99 u o bölgede yaşayan ilk kez kamera karşısına geçen sıcacık sevgi dolu insanlar. Zaten ben eleştirileri okuyup filme öyle gittim ve giderkende ufak bir ege gezintisine çıkıyormuşum gibi düşünerek gittim.

"Bu film deyim yerindeyse hormonsuz gübresiz bir tür organik tarım oldu" demiş yönetmen Yüksel Aksu. Gerçektende öyle :) Yönetmeni Muğlalı, oyuncuları Muğlalı, senaristi Muğlalı, sponsorları Muğlalı. Tam bir imece filmi olmuş yani. "Biraz da dünya literatürünü taradım ve orda, bu tarihsel mirasın üstünün örtüldüğünü tozlandığını biliyordum. Üfledik altından oyunculuk cevheri çıktı" demiş ve bunları okurken ben çok duygulandım. İlk galayı Muğlada köy köy gezerek davullu zurnalı yürüyüşler eşliğinde seyyar kamyon sineması ile yapmışlar. Keşke bende orda olsaydım :( Yönetmen Yüksel Aksuyu tebrik ediyorum, hem yaşadığı yere ve değerlerine sahip çıktığı için hem de böylesine güzel bir iş çıkardığı için.

Filmde iki yer aklıma kazındı. Biri çocuklardan oluşan bir grup çetenin meyve bahçelerine saldırması. Heryer yemyeşil, taptaze meyveler, tertemiz bir doğa muhteşem görüntülerdi. Diğeri ise beyaz iki katlı evlerden oluşan daracık sokakta sabah ezanı vakti bir yürüyüş eşliğinde çaresiz dondurmacı Ali'ye öğütler veren, sakinleştiren ve tüm karamsarlığını yok eden bir dede. Ne kadar güzel birşey bir insanın yanında tecrübeli büyüklerin bulunması. Ve onlardan dinlenilen anılar, hatıralar, nasihatlar, yaşama dair herşey...

09 Aralık 2006

YILBAŞI KURABİYELERİ


























Yeni bir yıl daha yaklaşıyor. Sokaklar, alışveriş merkezleri, evler, internet siteleri heryer ışıl ışıl olmaya başladı :) Her dışarı çıktığımda içim kıpır kıpır dönerim eve bu ayda. Yeni bir atılım, yeni umutlar kısacası yeni bir başlangıçtır yeni yıl.

Yeni bir yıl başlarken, geride kalan yıl içerisinde neler yaptığımı neler yaşadığımı, zamanımı nasıl değerlendirdiğimi düşünürüm. Bunların yanında herzaman varolan değerlerim için şükrederim. Yeni yıl dileklerimi ulaştıracağım sevdiklerimi düşünürüm. Daha sonra sevdiklerime hazırlayacağım hediyeleri düşünürüm. Hazırlayacağım diyorum çünkü yeni yıl hediyesi olarak birşeyler almaktansa kendi ellerimle birşeyler hazırlamayı herzaman tercih ederim. Ya birşeyler örerim, ya birşeyler dikerim, ya da kurabiyeler pastalar yaparım. El emeğiyle hazırlanmış güzel bir kutu içerisinde sunulan herşey benim için çok ama çok değerlidir.

Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk, sağlık, başarı getirmesi dileğiyle tüm dostların yeni yılı kutlu olsun.

Gelelim kurabiyelerimize :) Yeni yıl temalı kurabiyeler herzaman çok hoşuma gitmiştir yemeye bile kıyamam bazen... Yaptıklarımın bir kısmını ağaç süslemede bile kullanırım.

Yurt dışında insanlar küçük yaşta aile büyükleriyle beraber kurabiyeler yapmaya başlarlar ve bundan büyük mutluluk duyarlar. Üzerleri rengarenk süslü gingerbread cookiesler çok meşhurdur. Genellikle süslemede royal icing kullanırlar. (Yoğun pudra şekerinin az miktar sıvı ile yada yumurta akı ile ıslatılmasıyla oluşan krema)

Fakat benim herzaman her süsleme çalışmamda başurduğum tekniğin beyaz çikolata olduğunu bilirsiniz. Beyaz çikolatadan glazür, ganaj, plastik çikolata ve çikolata sosu ile süslemeler çok sık yaparım. Fakat beyaz çikoalata biraz nazlıdır, siyah çikolataya nazaran çalışması biraz daha zordur. Ama alıştığınızda hiç zor olmadığını göreceksiniz. Bu kurabiyelerde de beyaz çikolatayı eritip renklendirerek sıkma tekniğiyle süslemeler çalıştım.


























Malzemeler :
  • 125 gr tereyağ
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağından bir parmak kadar az pudra şekeri
  • 1 paket dr oetker vanilya aroması
  • 1 su bardağı buğday nişastası
  • 2 subardağı un (320 gr)
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • çeşitli renklerde gıda boyaları
Yumurtayı ve yağı yarım saat önceden buzdolabından çıkartın.
Fırını 170 dereceye ayarlayıp 10 dakika önceden ısıtmaya başlayalım.
Yoğurma kabının içerisinde yumurta, pudra şekeri, vanilya aroması ve yumuşamış tereyeğı mikserin en düşük hızında yavaşca çırptım. Ardından nişastayı ekleyip çok az daha çırptım ve mikserle işim bitti. Sonrasında unu ve karbonatı birlikte yavaş yavaş ekleyerek elimle iyice yoğurdum.

NOT: Elde ettiğiniz hamur çok sert olmasın. Yani açılmaya uygun değil diye düşünüp sertleşmesi için fazla un eklemeyin. Bütün hamuru top şeklinde yapıp yassılaştırın streche sarıp buzdolabında sertleşmesi için yarım saat- 1 saat kadar bekletebilirsiniz. Fazla un katılmış sert hamurdan yapılan kurabiyeler piştiğinde daha sert olur gevrekliğini yitirir.

Buzdolabından çıkarttığım hamuru 3 eşit parçaya ayırdım. Bir parçasını boyasız sade rengiyle kullandım. Diğer iki parçanın birine yeşil birine kırmızı gıda boyası ekledim ve renkler iyice dağılana kadar yoğurdum. (Gıda boyasının etkisi çok olduğundan kürdan ucuyla yavaşca ekliyorum)

Yağlı kağıt üzerinde her parçayı ayrı ayrı ince açıp kurabiye kalıpları yardımıyla şekiller çıkartıp yağlanmış tepsiye dizdim. Önceden ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişirdim. Üzerinin süslemesi için fırından çıkınca 1 saat kadar soğumasını bekledim.

-100 gr beyaz çikolayı benmaride erittim. (Üstteki çikolatanın bulunduğu kap altta kaynayan suya değmeyecek)
-2 tane çay tabağı, 3 çay kaşığı ve 3 tane yağlı kağıttan hazırladığım minik sıkma torbalarını çalışacağım yere hazırladım.

Erittiğimiz beyaz çikolaya direk olarak gıda boyası attığımızda renk çözülmez. Bu sebepten;
-Çay tabaklarının iki tanesine birer damla erimiş margarin damlattım. İki bile değil sadece bir. Kürdanın ucuyla toz gıda boyasını o bir damla erimiş margarinin içine döktüm ve rengin çözülmesini sağladım. Çay tabaklarının birinin dibi yemyeşil ve diğeride kıpkırmızı olacak. İki tatlı kaşığı kadar çikolatayı renklerin üstüne döktüm ve çay kaşığıyla renk dağılana kadar ayrı ayrı iyice karıştırdım. Her rengi ayrı sıkma kağıtlarına doldurdum. Beyaz rengi ise direk ertittiğim kaptan alarak sıkma torbasına koydum ve çalıştım.


Ama benim vaktim yok hızlı olmam şart derseniz, yan fotograftaki gibi üzerlerine pudra şekeri dökerek kar yağmış gibi şık bir görünüm yaratabilirsiniz. Ortası boş olan ağaç şekli veya çiçekler yaparak içinden ip geçirip yılbaşı ağacına asabilirsiniz.
Bu arada yılbaşında hep kar yağmasını dilemişimdir ama bu yılbaşında inşallah yağmaz diyorum çünkü kurban bayramıyla aynı gün :) Ziyaretler, bayramlaşmalar rahat rahat yapılsın, ulaşım rahat olsun, herkes mutlu olsun...

06 Aralık 2006

Uzaktaki kardeşime,

Kardeşini seç sitesinde bir tık ile başladı herşey. 2 yıl oldu daha sesini bile duyamadım ama yüreğimin bir köşesindesin hep. Sadece sen değil ailen ve sınıf arkadaşlarında var aslında. Ama herşey gücüm yettiği kadar kardeş... Çoookkk uzaktasın çok.

Ne mutlu böyle bir site oldu dedik, ne mutlu bağlarımızı koparmıyoruz dedik, ne mutlu hiçbirşey yapamasakta mektuplaşıyoruz dedik, aaaa orda 2 metre kar var yinede defterlerin ulaştı mııı dedik sevindik.

Ama öyle bir dünya olmuşki artık, senin benim ve diğer kardeşlerimiz üzerinden kötü niyetlilerin oyunları sarmış heryeri. Hani sana kutularımı ulaştırmamı sağlayan yurtiçi kargo varya, kardeşini sec kampanyası başlığı altındaki tarife ile %30 indirimli idi. Ben burda, acaba kırmızı kalem göndersem sınıftaki diğer arkadaşları kıskanır mı diye düşünürken, bazı insanlar eşine dostuna ehlikeyf kargolamalarını kardeşini seç kampanyası başlığı altında indirimli göndermeye başlamışlar... Durum böyle olunca indirim falan iptal olmuş tabi. Böyle güzel yardımlaşmaları baltalayanlar var, böyle güzellikleri teşvik yerine suiistimal edenler var kardeş...

Kendine iyi bak, söyleyecek birşey bulamıyorum...

02 Aralık 2006

BROWNİE :)





















Geçen haftadan beri brownie sayıklıyordum. Barbie pastanın keki bana browniyi anımsatmıştı çünkü. Dün akşam; çikolatası bol, birazda cevizli ve kalın olsun gibi düşüncelerele yapmak için mutfağa girdiğimde çikolatamın az kaldığını farkettim. Hemen tarttım ve 120 gr. Anlaşıldı ölçüleri az tutacaktım. Zaten evde 3 kişiyiz yetmez mi? Artar bile...

Malzemeler :
  • 2 yumurta
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 120 gr sütlü çikolata
  • 100 gr tereyağ
  • 1 paket vanilya aroması
  • 1/2 paket kabartma tozu (5 gr)
  • 1 dolu yemek kaşığı kakao
  • 1/2 su bardağı un
  • 1 çay bardağı dövülmüş ceviz
Önce fırını 175 dereceye ayarlayıp ısıtmaya balşalalım.
Kalıbımızı yağlayıp bir kenarda hazır bekletelim. Ben 20 cm lik çemberin tabanını pişirme kağıdıyla kaplayıp dış kenarlarından kitledim.
Tereyağ ile çikolatayı benmaride karıştırarak eritip bir kenrada soğuması için beklettim. (Benmaride, üstteki malzemenin bulunduğu kap alttaki kaynayan suya değmeyecek)
Ufak bir kaba un, kabartma tozu ve kakaoyu eledim.
Çırpma kabı içerisinde yumurta, şeker ve vanilya aromasını hafif kabarıncaya kadar mikserle iyice çırptım. Erimiş çikolata ve yağıda ekleyip biraz daha çırptım. Ardından diğer kapta elediğim katı karışımı da ekleyerek mikserin en düşük ayarında yavaşca çok az karıştırdım. Dövülmüş cevizleride içine atıp kaşıkla alt üst ettim ve karışımı kalıba döktüm. Çok fazla değil 25-30 dakika kadar pişirdim. İçinin hafif ıslak gibi olması için çok pişirmemek şart.


Ben sıcak yemeyi sevdiğim için fırından çıkınca hafif ılıklaşmasını bekleyip servis tabağına ters çevirdim. Açıkcası konu yumuşacık bol çikolatalı brownie olunca biraz sabırsızlanıyorumda...

Bu lezzet beni inanılmaz mutlu ediyor. Aslında bir dilimden sonrası kalori bakımından endişelendirmiyor değil ama bu tat için değer diye düşünüyorum.